“Çocuklar “Deney Faresi” Gibi İktidarın Laboratuvarında Kullanıldılar”

“Çocuklar “Deney Faresi” Gibi İktidarın Laboratuvarında Kullanıldılar”

niz6Sayın Avcı, şu öğrenciler olmasa bakanlığı çok iyi yönetecek!

Temmuz 2010 tarihli görsel ve yazılı medyada, “Eğitimde Büyük Değişim” haberleri yer almıştı.  Bu haberlere göre, genel liseler 4 yıl içerisinde Anadolu liselerine dönüştürülecek. Anadolu liselerinde öğrenim kalitesi daha da yükseltilecek, sınıf mevcutları 30’u geçmeyecek, liseyi bitiren öğrenci bir yabancı dili rahatlıkla konuşur hale getirilecek.

Mil­li Eği­tim Ba­kan­lı­ğı, 2013-2014 öğ­re­tim yı­lın­dan iti­ba­ren ge­nel (düz) li­se­le­re ye­ni öğ­ren­ci al­ma­ma ka­ra­rı ver­di. Çün­kü mev­cut genel li­se­le­rin ta­ma­mı Anadolu li­se­leri­ne dö­nüş­tü­rül­dü.

Sınavsız öğrenci alan lise kalmayınca; taleplerin karşılanabilmesi için önce Anadolu ve fen liselerinin sınıf mevcutlarının artırılmasına karar verildi.

Bu kapsamda yeni kayıt olacak 9 uncu sınıf öğrencileri için şube kontenjanlarının merkezi sınavla öğrenci alan fen, sosyal bilimler liseleri ve Anadolu sağlık ve sağlık meslek liselerinde 30 olması kararlaştırıldı. Anadolu türündeki diğer okullarda ise sınıf mevcutlarının 34 olarak belirlendi.

Türkiye genelinde derslik başına ortalama 65 öğrenci düşmektedir. Sınıf mevcutlarını 30’a indirmeyi hedefleyip bunu başaramayan MEB, nihayet hedefini yukarı doğru çevirdi.

Genel liselerin önüne bir “Anadolu Lisesi” tabelası asılarak anadolu liselerine dönüştürüldü. Gerçekte ise anadolu liseleri genel liseye dönüştürülmüş oldu.

Sınavla öğrenci alan okulların sınıf mevcutlarının artırılması bu yıl Seviye Belirleme Sınavını (SBS) kazanamayan 574 bin öğrenci için çözüm sağlamadı. SBS’yi kazanamayan öğrenciler için beş zorunlu seçenek sunuldu:

1-   Özel okul 2-Meslek lisesi (SBS ile almayan bölümleri) 3-İmam hatip lisesi 4-Çok programlı lise (düz lise bölümü) 5-Açık lise.

Artvin’de SBS’yı kazanamayan öğrenciler için meslek lisesi, imam hatip ve çok programlı liselerin kapasiteleri yeterli mi? Eğitimine genel lisede devam etmek isteyen bu öğrenciler için Artvin merkez, Borçka, Hopa ve Arhavi ve Murgul ilçelerimizde çok programlı liseler bulunmuyor. Bu öğrencilerin çok programlı liseler kayıt yaptırmak için diğer ilçelere mi gitmesi gerekiyor?

Türkiye’de İHL ve meslek liselerinin SBS puanıyla almayan bölümlerinin kontenjanı 574 bin öğrenciyi alacak kadar geniş değil.

Bu durumu iyi bilen Bakanlığımızın esas amacının bu öğrencileri açık öğretime yönlendirmek olduğu anlaşılmaktadır. Böylece okula, öğretmene ihtiyaç kalmamakta, devletin giderleri azalmaktadır. Hatta örgün eğitimdeki en ağır disiplin cezası öğrenciyi örgün eğitimin dışına çıkarmak olduğuna göre, SBS’yi kazanamayan ve açık öğretime yönlendirilen öğrenciye peşinen en ağır disiplin cezası verilmiş olmuyor mu? MEB Ortaöğretim Genel Müdürünün, “Kanun, Açık Liseyi de Örgün Eğitim ile eş tutarak böyle bir seçeneği de bize sunuyor.” şeklindeki ifadesine hak vermek için eğitimin “e” sinden bihaber olmamız gerekiyor. Yasa diplomayı eşit tutuyor, orada verilen eğitimi değil..

2012-2013 eğitim öğretim yılında sürekli devamsız olan öğrenci sayısı 787 bin’dir. Bakanlığın açık öğretime yönlendirme politikası sonucu gelecek öğretim yıllarında bu sayının katlanarak büyüyeceğini tahmin etmek zor değil.

Güncel olan diğer bir eğitim konusu 66 aylık çocukların okula başlamasıyla ilgili düzenlemede yapılan değişiklik. MEB, 60 aylık çocukların okula başlatılmasıyla ilgili kanun düzenlemesini geçen yıl yönetmelikle (!) 66 aya çıkarmıştı. Şimdi bir kez daha düzeltmek zorunda kaldı. İsteyen aileler çocuklarını 66 aylık iken okula yollamayacaklar.Uygulama tam anlamı ile başarısız olmuş ve çocukların % 82’si okumayı sökememiştir. Eğitimci olmayan AKP milletvekillerinin hazırladığı ve bütün uyarılara rağmen yasalaştırılan sistem çocukların bir yılına mal oldu. Bu çocuklar “deney faresi” gibi iktidarın laboratuarında kullanıldıktan sonra sistemin yanlış olduğu bu öğretim yılında fark edilmiş ve tekrar eski sisteme dönülmeye çalışılmıştır.

Daha önce okula başlama yaşı 6 yaş (72 ay) olarak belirlenmişti, şimdi yine aynı yere geldik. Öyleyse bunca tartışma neden yapıldı? Çocuklar neden kobay olarak kullanıldı? 66 aylık çocuğunu okula göndermemek için rapor alan veliler hakkında aşağılayıcı ifadeler kullananlar utandı mı?

       

Nizamettin TORUN

TES Artvin Şube Başkanı

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir