Bayraksız Kale

Bayraksız Kale

niz3Bayraksız Artvin Kalesi sahipsiz bir görüntüsüyle Artvin’e yakışmamaktadır.

Bir kalenin kime ait olduğu, burcunda dalgalanan bayrakla belli olur. Bayraksız bir kale sadece egemenlik açısından değil, estetik açıdan da, anlamsız bir yapıdır. Artvin Kalesi, hangi ülkeye ait olduğu belirsiz ve çok şükür savaşarak, ya da savaşmadan düşmüş de değildir! Türkiye’de Türk Bayrağının gördüğü muamele milletimizi derinden yaralamaktadır. Güneydoğu’da yaşadıklarımız uykularımızı kaçırırken, Artvin Kalesi’nde Türk Bayrağının dalgalanmaması, sebebi ne olursa olsun asla kabul edilemez. Türk milletinin sınır uçları ile oynanmaktadır. Milletin değersizleştirilmedik, aşağılanmadık bir kutsalı kalmamıştır. Bayrağımız, vatanımız, devletimiz, egemenliğimiz tartışmaya açılmıştır. Vatanımızın bir bölümünün Kürdistan olarak adlandırılması kimseyi rahatsız etmemektedir. (BOP haritalarında bu Kürdistan’ın (!) Artvin’in bir kısmını içine aldığını ve Hopa’dan denize açıldığını görüyoruz.)

Adında “Milli” bulunan ama içinde milli adına hiçbir şey kalmayan Eğitim Bakanlığı Bayrak şiirini sansürledi, kitaplardan çıkardı. “ Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü” diye başlayan o muhteşem şiir bütün milli bayramlarımızın vazgeçilmez şiiridir. Ama birilerini rahatsız etmiştir. Bayrağımızla beraber milli bayramlarımız da nasibini aldı. Habur’da, (Pişman mısın? “Değilim!” Serbestsin!) çadır tiyatrosunda teröristlerin rahatsız olmaması için bayrak ve Atatürk resimlerinin kaldırıldığı söylendi, yalanlayan olmadı. 4 Eylül 2012 tarihinde “Beytüşşebap’taki çatışmada öldürülen PKK’lının cenazesi geçerken askeri lojmanlardan Türk bayrağını indirdiler” Bu bayrağa rengini veren milyonlarca şehidin ruhu incitildi. Milletin şerefi rencide edildi.

Bazı il valiliklerinin resmi web sayfalarında yer alan Atatürk fotoğrafları kaldırıldı.

Sağlık Bakanlığı ve bir bankanın tabelalarından “TC” silindi.

Başka bir ülkede kendi bayrağını tartışan insanlara deli gözüyle bakılır, bizde ise akil adam seçilir ve memlekete akıl dağıtır. Akil diye seçilenlerin, verdikleri rapora bakın: “Tek dil, tek vatan, tek millet, Türk milleti, Türk askeri, Türk Bayrağı denilmemesi..” Şairin, “Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!” diye ifade ettiği günleri yeniden yaşıyoruz. Mütareke sonrasında (1918) olduğu gibi bugün de Türk Bayrağı milletimize kaşlarını çatmaktadır. Ay yıldızlı al bayrak Türk milletinin şerefi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Anadolu’daki bin yıllık Türk egemenliğinin simgesidir. Hem dinimizi, hem de Türklüğümüzü temsil eder. Bu topraklar, bedeli ödenerek Türk vatanı yapılmıştır. Bayrağımız bu bedelin tanığı olarak daima göklerde dalgalanacaktır; dağımızda, ovamızda, kalemizde, her karış toprağımızda. .

 

Nizamettin TORUN

 

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir