“YENİKAPI RUHU”

“YENİKAPI RUHU”

Türkiye’miz çok kötü günlerden geçmektedir. 15 Temmuz gecesi yaşanan ihanet hareketinden bugüne özellikle kamuda büyük sıkıntılar yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz.

Türkiye Kamu-Sen olarak bizim bir sloganımız var; ‘ilkeli, kararlı ve cesur sendikacılık’ sözümüz var. Mademki ilkeli, kararlı ve cesur sendikacılık yapıyoruz, bu sadece sözle olmaz. Bu; bütün davranışlarımıza, konuşmalarımıza yansıması gereken bir durumdur. Topluma,  üyelerimize bütün kamu çalışanlarına verdiğimiz bu sözün her zaman arkasında olduk.  Türkiye Kamu-Sen bütün teşkilatları ile ne söylenmesi gerekiyorsa, hem muhataplarına hem de tüm kamuoyuna doğru bir üslupla her şeyi söyledi.

Türkiye Kamu-Sen’in 19 Temmuz tarihinde açığa alınmalar ile ilgili yaptığı açıklamayı herkesin tekrar açıp okunması gerekir.  O açıklama darbe girişiminden sadece dört gün sonra yapıldı.  O tarihte adeta eline baltayı almış kafa kesmek sevdası içerisindeki birçok insan, birçok haberci, internet sitesi yakalım, keselim, öldürelim, yok edelim diyen birçok insan bugün, o tarihteki Türkiye Kamu-Sen’in yaptığı açıklamaya bugün ancak biraz yaklaşabilmiştir. 

Elbette o darbenin sorumluları var. O darbenin yakınında, sağında, solunda kim var ise gerekli cezayı hak ediyorlar. 241 vatandaşımızın şehit edilmesine, 2 binden fazla vatandaşımızın yaralanmasına sebep olmuş, TBMM’yi bombalamış bu insanların elbette hakkı olamaz. Hukuk ve adaleti terk ederek de Türkiye bir yere varamaz.  O günden bugüne yapılan tartışmalar hep hukuk ve adalet üzerinde yaşanmıştır.

Türkiye Kamu-Sen olarak bizim istediğimiz nedir? Gerçekten suçluyu tespit mi etmek istiyorsunuz?

Amenna, biz de tespit edilmesini istiyoruz. Ama tespit metodu bu olmamalıdır. Kâğıt üzerinde olmaz.   Mevzuatı çalıştırın. Gerçek anlamda o kişilerin FETÖ ile ilişkisini araştırmak için ciddi bir soruşturma yapın ve o insanlara savunma hakkı verin.  Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelerde de belirtildiği gibi savunma hakkı asla ortadan kaldırılmaz. Olağanüstü hal yasalarının savunma hakkını ortadan kaldırılacak şekilde düzenlenmesi de hukuki değildir. Kim olursa olsun kişi yargılama ve savunma hakkına mutlak ve mutlak sahip olmalıdır. Biz bunu istedik.

Doğruyu bulalım.  Hatta o kafa koparma hevesinde olan insanlara da şunu söyledik: “Kendinizden bu kadar emin olmayın, bu musibet sizi de bulabilir” dedik ve dediğimiz gibi de oldu. O alkış tutanların bir kısmının bugün açığa alındığını hatta meslekten ihraç edildiğini görüyoruz.  Suçlu mu, suçsuz mu onu bilemiyoruz.  Biz hâkim değiliz. Mesele ilkeli davranmaktır. 

Sayın Cumhurbaşkanı’nın 15 Temmuz tarihinden sonraki açıklamaları, Yenikapı Ruhu ifadesini çok önemsiyoruz.  Gerçekten Türkiye’nin ihtiyacı olan bir şeydir, doğru bir tespittir. Yenikapı ruhu dediğimiz olgu insanların tüm olarak kucaklanması esasına dayanan, ayrımcılığın ortadan kaldırıldığı, benim adamım senin adamın ifadelerinin yok edildiği, adaletin tesis edildiği, insan haklarına saygı duyulduğu bir ruhtur. Biz bunun devamını istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı bu sözü söyledi fakat bunun gereği bugüne kadar kamuda yapılmadı. 15 Temmuz öncesinden çok farklı bir anlayışı görebildiğimizi söylemek mümkün değildir.

“Sayın Cumhurbaşkanı ‘Yenikapı Ruhu’ diyor. Gerçekten 15 Temmuz’da yaşananlar Sayın Cumhurbaşkanı’na birlik ve beraberliğin önemini çok net anlattı. Cumhurbaşkanının bunu samimiyetle söylediğine inanıyoruz. Ama bir türlü gerçekleşmiyor. Bir sınır mı var, blok mu var? Birtakım menfaat grupları tarafından Yenikapı ruhunu oluşturmamak için bir gayret mi var?

Bu menfaat grupları oluşacak birlik, beraberlik ruhundan dolayı istismar alanlarının daralacağına inanıyor. Koltuk ise koltuk sayısı azalacak, ihale alıyor ise ihale sayısı azalacak. Bu gruplara göre insanlar kamplara ayrılmalı, herkes kendi kampını koruma derdine düşmeli, bunların alacağı koltuk sayısı, ihale sayısı artmalı. Dolayısıyla Yenikapı Ruhu bunların menfaatlerine engel teşkil ediyor. Bu nedenle en başta birlik ve beraberlik hedefini ortaya koyan Cumhurbaşkanı’nın bu engelleri ortadan kaldırmak adına çok daha büyük gayret sarf etmesi gerekiyor.

 Bir paralel yapı var. Türk Silahlı Kuvvetlerini neredeyse ele geçirmiş. Adalet teşkilatına sızmış. Kamuda da bir hayli mesafe kat etmiş. Sınavlara şaibe bulaştırmış. Devlet içerisinde bir devlet olma isteği varmış. Tüm bunları 15 Temmuz’da çok net olarak gördük. O halde devletin siyasi düşüncesi,  dünya görüşü ne olursa olsun bu ülkeye sadakatle bağlı, bu ülkeyi seven tüm vatandaşlarımız dışında hiçbir paralel yapıya izin vermemesi gerekmektedir. Sendika, vakıf, dernek, cemaat ne olursa olsun hiç kimsenin, hiçbir kuruluşun devlet içinde devlet olma gibi bir hakkının olmadığını yapacağımız tüm mevzuat değişiklikleriyle ve uygulamalarla göstermeliyiz.

Kamuda evladını istihdam etmek isteyen insanlar, bırakınız alın teriyle girsin. 2010 yılında KPSS’de hırsızlık yapıldı. Soruları çaldılar, birtakım insanlar çalınan sorularla sınava girdiler ve diğerlerine fark attılar, öğretmen oldular, memur oldular. Ha KPSS’de soruları çalmışsın ha mülakatla insanların alın terini çalmışsın. Hiçbir fark yok. Bu nedenle artık bu söylemlerin içinin doldurulmasını istiyoruz.

Suçlayıcı şekilde yaklaşmayalım. Bu sözün içinin doldurulmasını isteyelim. Madem bu söz söylendi, madem bu söz bütün yüklendiği anlamlar itibariyle Türkiye’nin ihtiyacı olan bir ifade, o zaman içi doldurulmalıdır. Yoksa gerçekten Türkiye’nin gidişatı iyi değil. Ülke ekonomik ve sosyal anlamda ciddi sıkıntılar yaşıyor. İçte, dışta çetin mücadeleler veriyor. Bu coğrafyada yaşama hakkımıza birileri kast etmek istiyor. Türk Milleti’nin bu coğrafyada bağımsız yaşamasını yıllardır hazmedemeyen güçler yine harekete geçti.

Ey arkadaş, manevi değerlerimiz, ülkemizin geleceği, bağımsızlığımız, devlet olarak güçlü olmamız müdürlük koltuğundan, yandaşınızın memur yapılmasından daha önemsiz şeyler mi? Bütün milleti kucaklayarak birlik, beraberlik içinde mücadele sergilemek mümkünken bu hastalıklı anlayış neden?

İşte Türkiye Kamu-Sen bunu söylüyor. Türkiye Kamu-Sen sadece üyeleri adına konuşmuyor. Türkiye Kamu-Sen Türk Milleti adına konuşuyor. Konuşmaya devam edeceğiz. Günü yaşamadan, olaylara takılmadan nefsimizi aşarak devam edeceğiz. Bunu da yapacak güçteyiz.

İsrafil BAYRAK

Türkiye kamu-Sen İl Temsilcisi

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir