“W.C.”

“W.C.”

huseyinozer

Devlet kurumlarının, bakanlıkların, valiliklerin ve kamu bankalarının isimlerindeki “T.C.” ibareleri kaldırılıyor. Türkçe’de bulunmayan Q,X,W harflerinin kullanımı “klavyelere özgürlük getiriyoruz” denilerek serbest bırakılıyor.  Vilayetlerin, ilçelerin, köylerin adları değiştirilmek isteniyor. Şimdi de Türkiye’yi eyaletlere bölüp, Diyarbakır’ın merkez olduğu kendine mahsus bayrağı, meclisi, ve polis gücü olan bir Kürdistan eyaletini (muhtar cumhuriyet) kurma hayalleri bölücü çevreler tarafından açık açık dillendiriliyor… Kurmayı hayal ettikleri muhtar cumhuriyetin isim kısaltmasını, alfabeye monte edilen “Q,X,W” harflerinden birini kullanarak türetme fikri, bu pis düşüncelerine de denk düşer. İşte yakışan bir kısaltma: “W.C.”

Bu büyük millet daha ölmedi. İstiklâl Marşı’mızda ifade edildiği gibi,  yurdumun üstünde tüten en son ocak sönmeden, rengini şehitlerimizin kanından almış bu Türk bayrağı da gökyüzünden inmez… Bu vatanı tepside börek dilimler gibi parçalara ayırıp öyle hapur hupur yiyemezsiniz. Hani şu moda tabir var ya son günlerde: “yedirmeyiz…”  Biz kimiz? O mışıl mışıl uyuduğunu sandığınız Türk milletiyiz. Unutmayın bu ülkede halen, “ezan dinmez diyen, bayrak inmez diyen, şehit ölmez diyen birileri var…”

“Asrın siyasi dehası ve Müslüman dünyanın lideri” nutuk atıyor. Dediğine göre, eski Türkiye dönemi kapanmış, yeni Türkiye dönemi başlamış. Hatırlarsanız muhalefet liderlerinden biri de partisinin adına “yeni” sözünü eklemişti. Ama yeni bir şey göremedik, ne hikmetse?  Neyse, dünya liderinin söylediğine göre; yeni Türkiye döneminde Türk’ü, Laz’ı, Kürt’ü, Arap’ı kucaklayan bir Türkiye olacakmış. Peki şunu merak ettim. Bu ülkede hangi insan etnik ayrımcılıktan dolayı okuldan, hastaneden kovulmuş? Kim KPSS’yi kazanmış da etnik gerekçelerle ataması yapılmamış? Kime adliyelerde etnik farklılığından dolayı haksız muamele yapılmış? Ya da böyle bir haksızlık yapıldığına dair şikayetle yetkili mercilere başvurulduğunda kim geri çevrilmiş? Öyleyse zaten bu ülkede devlet hizmetleri sunulurken ve vatandaşlara haklar tanınırken “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı” kimliğiyle herkese eşit muamele uygulanıp tüm vatandaşlar kucaklanıyordu, yeni bir şey yok yani…  Zulüm gören Ahmet Kaya mı? Kimi kandırıyorsunuz? Hakkında dava açıldığı için kendi tercihiyle Türkiye’den kaçıp gitmişti. Bu ülkede etnik kökeni itibariyle birilerine zulüm yapılıyor ise emin olun bu “Türk”lerdir.  Andımızı bile içine sindiremediler; kaldırdılar. Daha nereye varacak bu Türk düşmanlığı? Sıra içinde Türk sözü geçen kuruluş ve insan isimlerine de gelecek mi? Sendikamız “Türk Eğitim-Sen”in adı da değiştirilmek istenecek mi? Ya da çocuklarımıza verdiğimiz “Türkan”, “Türker”, “Türkmen”, “Türkalp” gibi isimlerden de rahatsızlık duyulup Bulgaristan’ın Türk kökenli vatandaşlarına yaptığı zulüm yıllarında (90’lı yıllar) olduğu gibi Türkçe insan isimleri, yer isimleri, kurum ve kuruluş isimleri de yasaklanacak mı? Şair Necip Fazıl’ın Sakarya şiirinde ifade ettiği gibi “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!”

Diyarbakır’da 16 Kasım 2013 tarihinde verilmek istenilen mesajlardan ve görüntüden anlaşılan, “Habur süreci” ile başlayan açılım projesinin hızını artırarak devam ettiğidir. Sonu nereye varır belli… Yüz yıl önce kaldıkları yerden devam ediyorlar. Dünya üzerinde gelmiş geçmiş bütün insanlık tarihi boyunca bağımsızlığı uğruna Türk milletinden daha fazla kan dökmüş, can vermiş başka bir millet yoktur.  Bu milletin öyle masallarla, ninnilerle uyuduğunu sanmayın. Sabır taşı da bir gün çatlar. Zamanı geldiğinde, bu al bayrak uğruna, kutsiyet atfettiği vatan toprağı uğruna, milli ve manevi değerleri uğruna canını ve kanını vermeye hazır nice Nene Hatun’lar, Sütçü İmam’lar, Şahin Bey’ler, Hasan Tahsin’ler, Mustafa Kemal’ler çıkar “yeni Türkiye’den”…

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir