Sen Bana Asi, Ben Sana Düşman

Sen Bana Asi, Ben Sana Düşman

Nasreddin Hoca, Semerkant Hanı’nın “aklın yolu birdir” görüşünü eleştirir. Bunun herkesin faklı bakış açısına görehuseyinozer değerlendirilmesi gerekliliğini savunur. Saray âlimlerinin hepsi de “aklın yolu bir”i savunarak Hoca’ya muhalefet ederler.

Hoca, bu muhalefet üzerine saraydan ayrılır. Bir süre sonra, yüzü kuyruğuna dönük bir şekilde, eşek üzerinde geri döner. Han’a ve âlimlere ne gördüklerini sorar. Hoca’nın beklediği ortak cevabı dillendirirler: “eşeğe ters binmiş bir adam görüyoruz”. Hoca harekete geçer: “gerçekten de, eşeğim dâhil, hepinizin aklının yolu bir. Ortada bir terslik olduğu muhakkak!.. Fakat neyin ters olduğu, bulunduğunuz tarafa göre değişecektir. Siz, eşeğin tarafını tutup, bana “ters binmiş adam” dediniz. Oysaki meseleyi benim tarafımdan görmeye çalışan bir insaf ehli, benim değil, eşeğin ters durduğuna kani olacaktır”.

Türkiye gündemi yine hareketli ve hararetli. Nasreddin Hoca’nın eşeğe binmesini yorumlar gibi insanlar bakış açılarına göre, birbirinden tamamen farklı yorumlar getiriyorlar yaşananlara… Hükümet’in “Paralel Devlet” diye tanımladığı çete yapısını çökertme operasyonları Emniyet, Yargı, Maliye derken sonunda Millî Eğitim teşkilatını da içine alarak genişlemeye devam ediyor. Ergenekon ve Balyoz davasından hüküm giyenler yeniden yargılanacak mı? HSYK’nın yapısı nasıl değiştirilecek? Bu ve benzer sorular zihinleri kurcalarken gün geçtikçe yenileri de ekleniyor. Mart ayı sonrasında, seçim döneminin ardından, terör örgütünün de ülkemizdeki bu kargaşa ortamını fırsat bilerek etkili eylemler ve isyan hazırlıkları yaptığını söylemek müneccimlik olmasa gerek… Belki gazetelerden görmüşsünüzdür. Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde terör örgütü yandaşı binlerce kişi, cenaze töreni adı altında gösteri yürüyüşü yaparken ellerinde bir pankart: “Devrimci Halk Şavaşına Hazırız”. Anlaşılan Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye haritasını değiştirmek için yapılacak operasyon için de okyanus ötesinden birileri düğmeye bastı.

İşte dünya jandarmasının demokrasi örnekleri gözümüzün önünde duruyor: Irak, Libya, Mısır ve diğerleri… Küresel güçler elini attıkları her yeri adeta kan denizine çeviriyor. Birinin üzerine basıp diğerine vuruyor. Sonra sıra öbürüne geliyor. Bir başkasının üzerinden ötekine bir tokat patlatıyor. Sonra bir bakıyoruz İslâm coğrafyası birbirini yiyor, bu coğrafyaya savaş ithal edenler okyanusun öbür tarafındaki lüks saraylarında içkilerini yudumlayarak izliyorlar haber kanallarından olup bitenleri…

Ve zaman akıp geçerken bizler, bu savaşların bitmediği şark coğrafyasının cahil çocukları, ecnebi hayranı olduğumuz için mi bilinmez, yabancıların yazdıkları senaryolarda günübirlik yaşama telaşıyla, farkında olmadan figüran oluveririz bu Ortadoğu filminde… Kiminin bacağı kopmuş, kimi tecavüz kurbanı, kimi evsiz barksız, perişan, birbirimize düşman…

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir