MEB YASA TASARISININ SÖYLETTİKLERİ

MEB YASA TASARISININ SÖYLETTİKLERİ

Egiten_Adam “Bir ülkeyi topla tüfekle yıkamıyorsanız veya ele geçiremiyorsanız, içeriden hamle yapıp adalet mekanizmasına darbe vurmanız ve o ülkede adaleti yok etmeniz kâfidir.”

MEB yasa tasarısı kamuoyuna yansıyan haliyle yasalaşması durumunda eğitim camiasında büyük bir kıyım yaşanacaktır. Bakınız bu tasarı bu haliyle meclisten geçerse neler olacak:

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarının dışındaki Milli Eğitim Bakanlığı teşkilatında görev yapan Talim Terbiye Kurulu Başkanı ve kurul üyeleri, müsteşar yardımcıları, genel müdürler, Strateji Geliştirme Başkanı, tüm gurup başkanları ile bütün milli eğitim müdürlerine görevden el çektirilecek. Genel Müdür ve üstü kadrolar “Bakanlık Müşaviri” olarak, gurup başkanı ve il milli eğitim müdürlüğü kadrolarında bulunanlar “eğitim uzmanı” olarak atanacak. Hatta İl milli eğitim müdürleri ve grup başkanları okullarda öğretmen olarak görevlendirilebilecek.

Dört yılını tamamlayan tüm okul müdürleri, müdür başyardımcıları ve müdür yardımcıları görevden alınacak ve bunlardan istediklerini idare tekrar atayacak, atanamayanlar ise okullara öğretmen olarak dönmek zorunda kalacaklar. Okul yöneticilerinin bir dört yıl daha bu görevlerine devam etmelerine ise İl Milli Eğitim Müdürü ve Vali karar verecektir.

Özellikle son yıllarda İl Milli Eğitim Müdürlerinin ve Valilerin hükümetten bağımsız hareket edemedikleri dikkate alındığında, kimlerin okul yöneticiliğine devam edeceğine karar verecek olan aslında hükümetin kendisidir.

Aday öğretmenlikte geçen süre bir yıldan iki yıla çıkabilecek. Aday öğretmenlere yazılı sınav yanında bir de mülakat sınavı uygulanacak. Uygulanan mülakat sınavı sonucunda başarılı sayılmayanların öğretmenlik görevine son verilecek.

İktidar ve bakanlığın gözünü tamamen hırs bürümüş; kendilerinden olmayan, kendileri gibi düşünmeyen insanlara tahammül etmeyen bir yapı ortaya çıkmıştır. Hazırlanan tasarıdan anlaşılıyor ki yandaş olmayan, kendilerinden farklı düşünce ve görüşe sahip olan hiç kimse artık okullarda ve milli eğitimde idareci olamayabilecek. Hatta farklı görüşte olan, siyasi yandaş olmayan insanların öğretmen olmasına bile müsaade edilmeyebilecektir.

Bu söylediklerimiz asla evham ve abartı olarak algılanmamalıdır. Yine bu yasa tasarısında, dershanelerin kapatılması ile dershanelerde altı yılını tamamlayanların devlet kadrolarına öğretmen olarak ve mülakatla atanacağıdır. Üç yüz binin üzerinde öğretmen adayı atama beklerken; yapılacak bu uygulama hangi adalet, hangi hukuk ve hangi vicdan anlayışı ile izah edilebilir?

Milletimiz bu hukuk tanımaz uygulamaları yapanların sonlarının ne olduğuna mutlaka şahit olacaktır. Hangi haksız ve hukuksuz uygulamayı yaparsanız yapın, hangi kıyım projelerini hazırlarsanız hazırlayın, hangi yandaş uygulamaları yaparsanız yapın;

“Zulme rıza zulüm, küfre rıza küfürdür.

  Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”

Bu kutsi emre inananlar olarak bizler, bugüne kadar yapılan haksızlık karşısında susmadık ve eğilmedik.

Unutulmamalıdır ki!

ZULM İLE ABAD OLANIN AHİRİ BERBAD OLUR.”

Çileli hayat bizi dalgalar halinde birbirini izleyen çukurların içine düşürür. Sağlığımız, paramız, eşimiz, işimiz, arkadaşımız çilemize dönüşebilir. Hiçbir çile dalgası kalıcı değildir. Yılmamalı, yıkılmamalı insan. Sabretmeli, direnmeli, çırpınmalı, bir çırpınma şekli sonuç vermiyorsa başka bir çırpınma şeklini keşfetmeye çalışmalıdır. 
Hayatı hareketlendiren, çilelerin yaşattığı canlılık çırpınışıdır. Nehir kokuşmaktan hareketle kurtulur. Huzur ve sağlık hareketle beslenir. İnsan yaşlandığı için durağanlaşmaz aslında, durağanlaştığı için yaşlanır. 
“Huzur, bereket ve başarı her zaman zora talip olanlara taliptir. Öyleyse amacınız daha iyi sonuçsa siz de zoru seçin, zoru sevin ve zorlukla savaşın.” 

Çare;

Türk Eğitim Sen’in kararlılığının yanında durup, dik olmaktır. Bunun başkaca yolu yoktur.

Eğer ki,

Başkaları benim hakkımı savunsun, ben hiç risk almayayım deniyorsa,

Bilinmelidir ki bu anlayış, Türk Eğitim-Sen’in bir numaralı düşmanıdır. Ya haklarınıza sahip çıkacak ya da kaybedeceksiniz.

İşte bütün mesele bu,

“Olmak ya da olmamak!”

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

             İsrafil BAYRAK

Türk Eğitim-Sen Artvin Şube Başkanı

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir