GEZİ PARKI TAŞAN SON DAMLADIR!

GEZİ PARKI TAŞAN SON DAMLADIR!
niztorTürk-Eğitim-Sen Artvin Şubesi Başkanı Nizamettin Torun Taksim Gezi Parkı konusunda değerlendirmelerde bulundu.

 

Başkan Torun, Taksim olaylarının iki ağaç, üç beş çapulcu şeklinde değerlendirilensinin yanlış ve yanlı olduğunu savunarak nedenlerini maddeler halinde sıraladı. Başkan Torun yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verdi:
“Taksim Gezi Parkı olayları bardağın dolduğunu gösterdi. Gezi Parkı’nda nöbet tutanlara yapılan Şafak Harekatı,11 yıldan bu yana dolmakta olan bardağı taşırdı.
Bardak nasıl doldu?
Bardağın dolması, 2003’de Kuzey Irak’ta Türk askerinin başına geçirilen çuvalla başlayan bir süreçtir.
2004 yılından itibaren tırmanan PKK terörü, Habur, Oslo görüşmeleri ve Reyhanlı toplu katliamına kadar devam eden olaylar bardağı doldurdu.
Özerklik, anadil ve barış geliyor derken, 31 Mayıs’ta Diyarbakır’da düzenlenen bir Konferansa Türkiye’den katılacakların isimlerinin karşısına Kürdistan/Türkiye yazılması esas geldiğimiz noktayı gösterdi.
Üniter-Milli (Ulusal) devlet yapısının “Çok ortaklı etnik devlet” e dönüştürülme çalışmaları.
Yolsuzluğa, haksızlığa, adaletsizliğe, adam kayırmaya, yalana, talana, otoriterliğe ve göz boyamaya karşı biriken tepki, bir öfke patlamasına yol açtı.
-Cumhuriyet, Atatürk, İstiklal Savaşı, milli bayramlar gibi milli değerler aşağılandı.
-Hızını alamayanlar, kamu kuruluşlarından “T.C.” ibaresinin çıkardılar. Anıtkabir’i de yıkacağız söylemi dile getirildi. Yeni rejim için “yeni Tarih” yazımına başlandı.
-Türklük hedefe kondu, bayrağımız tartışmaya açıldı.
-HES’ler, dereler, madenlerle ilgili tutum, doğaya karşı duyarsızlık.
-Bireysel özgürlüklerin yok sayılması…
-Kamu çalışanlarının ve sendikalarının bir kısmı ötekileştirildi.
Sonunda olan oldu; uyuyan dev uyandı.
Sosyal medya diye bir güç ortaya çıktı ve yanaşma medyanın bütün “Sümenaltı” çabalarına rağmen, ülkede olup bitenleri anında geniş halk kitlelerine ulaştırdı.
Türk halkı bir taraftan kendisini koyun sürüsü gibi görenlere, diğer yandan basına ayar verdi.
Ve Türkiye’yi dönüştürme, Türk’ü silme planlarını alt üst etti…
Türk milleti uyumadığını gösterdi.
 “İsmet İnönü bir gün Atatürk’e sorar sence dünyanın en zor işi nedir?
Atatürk:                                                                                                                                                       – Türk Milletini ayağa kaldırmak.
“Peki” der İsmet İnönü ve ekler:                                                                                                                        – Bundan daha zor bir şey var mıdır?
Atatürk:                                                                                                                     – Harekete geçip ayağa kalkan Türk Milletini durdurmak.”
Bir de protestocu kadınlarımızı, genç kızlarımızı unutmamak gerekir. Bundan 94 yıl önce işgali protesto için yapılan Sultanahmet, Fatih ve Üsküdar mitinglerinin en ateşli konuşmacıları başta Halide Edip olmak üzere kadınlarımızdı.
Geldiğimiz noktada;
En büyük tehlike; bir takım provaktörlerin, bu partilerüstü hareketi yanlış yönlere sürüklemesidir. Milli refleksin meşru hedeften uzaklaşmaması, yasal zeminin dışına çıkılmaması, kamu malına zarar verilmemesi gerekir.
En büyük acı; iki göstericinin hayatını kaybetmesi, bir polisin şehit olması ve yüzlerce kişinin yaralanması.

En büyük kazanç; Ümit Özdağ’ın ifadesiyle, “Türkiye’de demokrasiyi savunmak için artık orduya veya bir başka kurumsal yapıya ihtiyaç olmadığının ortaya çıkmasıdır. Türk toplumu ve gençliği, demokratik bir toplum yapısını korumak konusunda yeterli olgunluğa eriştiklerini ispat etmişlerdir.”http://www.08haber.com/haberGoster.php?hid=9013

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir