GARİBAN MEMURUN EŞEĞİNİ KİM ÇALDI?

GARİBAN MEMURUN EŞEĞİNİ KİM ÇALDI?

esekNasreddin Hoca’nın biricik varlığı olan güzel gözlü eşeği bir gün kaybolmuş. Kendi mi başını alıp bir yere gitmiş, yoksa hayvanı biri mi aşırmış, bilmiyor. Şuna buna sormaya, aramaya koyulmuş. Kırlara doğru açılmış. Bir taraftan da bir türkü söylemeye başlamış. Böylece dolaşıp dururken bir tanıdığına rastlar.

Tanıdığı: “Hoca, böyle türkü çağıra çağıra nereye gidiyorsun?” diye sorar. Hoca da eşeğini kaybettiğini, onu aramakta olduğunu söyler. Ahbabı: “Bu ne iştir Hoca Efendi? Benim bildiğim, insan eşeğini kaybetti mi, feryat eder, ağlar, dövünür. Sen ise türkü söylüyorsun?”

Hoca, kendisine önündeki tepeyi gösterir. “Bir ümidim şu dağın ardında kaldı. Eşeğimi orada da bulamazsam o zaman siz dinleyin bendeki feryadı!” cevabını verir.

 

***

 

Hoca eşeğini bulmuş mu, kurda kuşa yem mi olmuş orasını bilmiyoruz. Ama fıkranın bizimle benzeşen bölümüne gelirsek; memur zammının akıbeti de Nasreddin Hoca’nın eşeğinden farklı değil… Memura verdikleri üç kuruş daha senenin ilk altı ayında buharlaştı. Takip etmeyen yada hatırlamayanlar için kısa özet geçelim. Memnun-Sen ile Hükümet yetkilileri 1 ay sürecek toplu sözleşme sürecinin daha ilk haftasında el sıkışarak uzlaştıklarını duyurdular. Sonra Memnun-Sen Genel Başkanı çıkıp çok büyük iş yaptık, bayram öncesi memura müjde diye böbürlenmişti. Sonradan anlaşıldı ki, imza atılan toplu sözleşmede Memnun-Sen’in talebi Hükümetin teklif ettiğinin bile altındaymış. Televizyonlarda Fatih Portakal’ından tutun Koca Kafalar’a varana kadar bu işle (Memnun-Sen’in imza attığı toplu sözleşmeyle) dalga geçmeyen kalmadı. Ama Memnun-Sen’in badem bıyıklı genel başkanı gerdan kıra kıra “bu toplu sözleşme şimdiye kadar yapılanın en iyisiydi; mezara kadar sürecek kazanımlar elde ettik” diye ballandıra ballandıra yaptıkları rezilliği anlatıp, net 123 TL’lik zammı dolar yeşiline boyayıp memura yutturmaya çalışıyor. Onun babalığını yapan siyasetçiler de çıkıp “Taban aylığa %17 zam yaptık, memuru enflasyona ezdirmedik” diyebiliyor. Yahu bir kere enflasyona ezdirmedik ne kelime, enflasyon silindir gibi geçti üzerimizden. Bunların söyledikleri nağmeleri yutan oluyor mu? Tabi ki oluyor. Ama kimler yutuyor bunu. Mensubu olduğu bu garabet sendikanın adını bile bilmeyen, sendika cahili, koltuk meraklısı, gölgesinden tırsan, araştırmaktan, soruşturmaktan, okumaktan, irdelemekten korkan tipler yutuyor bu palavraları. Onlar Nasreddin Hoca misali kaybettiği eşeği (iyi bir zam oranını) belki ilerideki tepenin ardında (önümüzdeki seneki toplu sözleşmede) bulurum diye halen daha türkü söylemeye devam etsinler. Ama biz biliyoruz ki eğer Memnun-Sen seneye de yetkiyi alır ve toplu sözleşme masasına yetkili olarak oturursa bu günlerimizi mumla ararız.

Aslında bunlar sendika falan değil, siyaset bezirgânlarıyla el ele verip bizzat memurun eşeğini çalanlardır. Sonra makam, mevki ile kandırıp, ya da tehditle sindirip üye yaptıkları zavallılara da, devamlı olarak “az sabredin, eşek şu tepenin ardında” yalanını söyleyip avuturlar. Bitmedi sizin o tepeleriniz; at hırsızları, eşek hırsızları!.. Seneye hangi masallarla uyutacaksınız bu milleti? Andımız kaldırılsın, Akil adamlar, Rabia eylemleri, Osmanlıca dersi, karma eğitim kaldırılsın… Memur Sendikası olarak her şeye burnunuzu soktunuz da, nedense memurun sıkıntıları, memur zammı hiç olmadı gündeminizde!..

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir