EĞİTİM KENTİ OLMA HAYALİMİZ

EĞİTİM KENTİ OLMA HAYALİMİZ

huseyinozerTarih, 25 Ağustos 2003. Yani bundan yaklaşık 11 yıl önceydi. Artvin’e gelen Milliyet yazarları arasında yer alan Taha Akyol sordu, biz de görüşlerimizi söyledik. Sağ olsun o da söylediklerimize kıymet verdi ki bir gün sonraki (26 Ağustos 2003) köşe yazısına konuşmamı özetleyen bir cümle koydu: “Dağlar ve ormanlarla çevrili Artvin'de tarım ve sanayi çok zor. Hüseyin Özer, ‘Artvin, Rize ve Trabzon üçgenini ancak Kafkasya ile sınır ticareti kalkındırır’ diyor. ” (*)
Dönemin Valisi Sayın Orhan Kırlı, Artvin için bir vizyon belirlemişti. Artvin, sanayi ya da tarım gibi kalkınma modellerinde yer almasa da turizm ve eğitim kenti olabilirdi. Daha sonra göreve gelen Valilerimiz de bu yoldan devam ettiler. Fakat şunu unuttular ya da görmezden geldiler. Turizm yahut eğitim alt yapılarını hazırlamak tarım ve sanayiden daha zordur. Bu sebeple ben kolaya kaçan bu yaklaşımı hep gerçekleşmeyecek bir hayal olarak görmüşümdür. Çözüm olarak ortaya attığım sınır ticareti konusundaki görüşlerimi de başka bir yazıda paylaşmak isterim. Artvin için kolay zannettiğiniz eğitim ya da turizm kenti olma hedefi esasında en zoru… Turizm kenti olabilmek için sorunsuz bir kara yolunuz olacak. Artvin’in yolları sizce bir turizm için elverişli mi? Sadece karayolu da yetmiyor.  Turizm alanında iddialı olmak istiyorum deyince denizyolu, hava yolu ve raylı sistem ile ulaşımı alternatifli bir hale getirmek gerekiyor. Rize ya da Trabzon’a gelen bir turist Artvin’e kadar neden gelsin? Bu şehirlerde olmayıp Artvin’de olan ve onu cezbedip bu şehre çekecek olan nedir? Yol işkencesini ortadan kaldırmadan burada turizm olmaz. Üstelik gerekli alt yapıyı (otelleri, restoranları, kafeleri, barları, eğlence mekânlarını, ziyaret alanlarını, alışveriş merkezlerini, etkinlik alanlarını vb.)  hazırlanmadan oturup turist beklemek de hayalden öte saflık olur.
Gelelim neden eğitim kenti olamayacağımıza. Geçtiğimiz yıl, Artvin Çoruh Üniversitesi’nin lokomotifi konumundaki Orman Fakültesi için trajik bir yıldı. Tercih edecek öğrencilere bir sivil toplum kuruluşu tarafından ek kontenjan döneminde burs vaadinde bile bulunuldu. Ama yine de tercih eden olmadı. Öğrencilerin Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi’ni tercih etmeyişine çeşitli gerekçeler bulundu. Fakat neye yarar, mazeretler hiçbir zaman sonucu etkilemiyor. Üniversitedeki öğrenci sayısı sürekli artıyor gibi görünüyor. Çünkü üniversitelerden atılma diye bir olay artık yok. Kayıt yaptırdıktan sonra seneler boyu öğrenci statüsünde kalabiliyorsunuz. Sözü çok uzatmadan “Artvin neden eğitim şehri olamaz?” sorusuna gelelim. Bir kere yükseköğretimin gelişmesi için şehirdeki siyasi ve bürokratik duvarlar halen aşılabilmiş değil. Üniversite yönetimi zaman zaman siyasetçilerin ve bürokrat kesiminin hedefi haline geliyor. Birçok kere sendika olarak bizim de eleştirilerimiz oluyor. Fakat herkesin hakkını teslim etmek gerekir. Bu siyaset ve bürokratik engeller karşısında en iyi yöneticileri getirin yine sonuç çok farklı olmaz.
Artvin’i eğitim kenti yapmak için kalıcı çözümlere ihtiyaç var. İşte benim kafamdaki Artvin Çoruh Üniversitesi… Seyitler Yerleşkesi tamamen iptal edilmelidir. Piyade Taburunun bulunduğu alan, lojmanları, askeri gazino dahil Orta Mahalledeki silahlı kuvvetlerin kullandığı tüm sahalar boşaltılarak Seyitler Yerleşkesi karşılığında üniversiteyle takas edilmelidir. Yine Karayolları Şube Şefliği ve Özel İdare’nin (Köy Hizmetleri) kullandığı şehir yerleşkesinin hemen yanında bulunan alanlar da karşılıksız olarak üniversiteye devredilmelidir. Aynı şekilde İmam Hatip Lisesi ve İl Jandarma Komutanlığı için de Seyitler yerleşkesinde uygun yerler bulunarak (KYK yurdu vb. karşılığında) bu sahaların da Artvin Çoruh Üniversitesi’ne bırakılması yerinde olacaktır. Tek kampüse indirgenip genişleyen üniversite birçok sorununu bu şekilde otomatik olarak halletmiş olacaktır. Orta Mahallede piyade taburunun elindeki askeri alan, lojmanlar ve askeri gazinonun bulunduğu sahalara tamamen öğrenci yurtları yapılmalıdır. İl Jandarma Komutanlığının bulunduğu alana açık spor sahaları ve kapalı spor salonu yapılmalıdır. İmam Hatip Lisesi, Karayolları ve Özel İdare’den boşalacak sahalara ise sosyal alanlar ve eğitim binaları yapılması uygun olur. Hatta İmam Hatip Lisesi ile Artvin Meslek Yüksekokulu arasından geçen derenin suyu temizlendikten sonra burada görselliği yüksek bir yapay şelale tasarlanırsa şehrin girişinde Kent Park’tan izlenebilecek muazzam bir görüntü olur. Altyapısı elverişli ilçelere Yüksekokullar kurulmalı. Borçka, Arhavi, Hopa ilçelerine ise öğrenci çekebilecek nitelikli fakülteler açılmalıdır.
Bu yazdıklarım bir hayalden ibaret diyebilirsiniz. İşte ben de aynı fikirdeyim. Bu yüzden Artvin’in eğitim kenti olması da hayaldir. Eğer böyle kalıcı çözümler hayata geçirilmez ise, Artvin için turizm kenti olmak ne kadar hayalse eğitim kenti olmak da buna benzer şekilde hayal olarak kalacaktır.

__________________________________________________
*http://www.milliyet.com.tr/2003/08/26/yazar/akyol.html

 

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir