Birkaç gün önce, üniversitenin verdiği “artvin.edu.tr” isim uzantılı mail adresime baktığımda yüzümde bir tebessüm oluştu. Gelen mailde “Üniversitemizin şehir yerleşkesinde bulunan Konukevimizde, Üniversitemiz personeline özel uygun fiyatlarla; grup kahvaltıları, toplu yemek, kutlama ve benzeri organizasyon hizmetleri verilmektedir.” şeklinde bir metin yer alıyor ve ilgili personelin irtibat numarası veriliyordu. İlk cümlede ifade ettiğim gibi oldukça memnun oldum. Ama memnuniyetim konukevinde organizasyon düzenleyeceğimden falan değil; atılan bu adım ve başlatılan uygulama kurumun personeline olan güler yüzünü ve iyi niyetini gösteriyor. Çok geçmeden www.artvin.edu.tr adresli internet sitesinde Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’na ait sayfada “Seyitler ve Şehir Yerleşkesinde bulunan öğrencilerimiz 24 Şubat 2014 Pazartesi gününden itibaren akademik takvim sürecince hafta içi her gün 07:30-08:30 saatleri arasında öğrenci yemekhanelerimizde ücretsiz çorba ikramımızdan faydalanabilecektir” duyuru metniyle karşılaştım. Ziyadesiyle memnun oldum. Kültür ve spor etkinliklerine katılan öğrencilerin Seyitler Yerleşkesi – Şehir Yerleşkesi arasındaki ücretsiz ulaşım hizmeti geçtiğimiz dönem başlatılmıştı ve bu dönem de devam edecek. Bu önemli gelişmeden sonra, öğrencilere kahvaltı saatlerinde çorba ikram edilmesi gerçekten öğrencilere değer verildiğini gösteriyor. Açıkçası bu uygulama üniversitenin öğrencisine olan güler yüzünü ve iyi niyetini gösteriyor. Yine bunlarla paralel olarak birkaç haftadır idari personelden bazı arkadaşlarımıza üniversite yönetimi tarafından “özür grubu tayinleri” için muvafakat verildiğini duymaktaydım. Artvin Çoruh Üniversitesi ve Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı işbirliğiyle 15-17 Ekim 2014 tarihleri arasında Hopa Yerleşkesinde gerçekleştirileceği duyurulan Quo Vadis Sosyal Bilimler: Artvin Çoruh Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi’nin üniversitenin akademik kimliğinin pekişmesi açısından güzel bir etkinlik olacağı kanaatindeyim. Bu gelişmeler artarda sıralanınca Artvin Çoruh Üniversitesi adına umutlandım. Her ne kadar dışarıdan bakınca basit görünse de, Üniversite yönetiminin bu adımları kurum personeli ve öğrenciler için önemli ve değerlidir. Türk Eğitim-Sen olarak Milli Eğitim ya da Yükseköğretim kurumlarında yapılan yanlış uygulamaların nasıl karşısında duruyorsak, doğru uygulamaların da o kadar arkasındayız ve destekçisiyiz. Bu şekilde devam etmesini arzuluyoruz.
Bahsetmiş olduğum olumlu faaliyetler ile Artvin Çoruh Üniversitesi adım adım gelişiyor. Ancak yeterli değil, hem de hiç yeterli değil. Gelişmenin “adım adım” değil, “koşar adım” olması gerekiyor. Birkaç yıl önce kurulan bir üniversitenin bu enerjiyi kendi içinden çıkarması şu aşamada mümkün değil. Fakat insanlar üniversiteden bir beklenti içinde… Yerel gazetelerden birindeki haber başlığı bu beklentinin ne denli yüksek düzeyde olduğunu da gösteriyor: “Artvin Açü’den Tıp Fakültesi Bekliyor.” Çok garip bir sarmal içindeyiz; Üniversite Artvin’den bekliyor, Artvin Üniversite’den bekliyor…
Şehir insanı ile barışık, kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği içinde, sivil toplum örgütlerinin desteğini alan bir üniversite başarıdan başarıya koşar; Artvin’in de gelişimine önayak olur. Bunun herkes farkında. Fakat taraflar birbirini suçlamaktan öteye gidemiyor. Eğer herkes üniversitenin gelişip büyümesi konusunda samimi ise, bence üniversitenin gelişimi ve sorunlarının ele alındığı, demokratik bir ortamda açık yüreklilikle tartışıldığı bir kongre yada sempozyum düzenlenmelidir. Bu son sözüm de siyasetçilere ve idarecilere olsun: Okuma yazma oranının yüksekliğiyle Türkiye’nin hemen her yerinde bilinen Artvin’i yükseköğretimde de zirvelere taşımak için, topu taça atan konuşmalardan ve suçlamalardan daha fazlasını yapmamız gerekli… Tavsiyem, başkalarını suçlamak yerine “bugüne kadar ben üniversite için ne yaptım?” sorusunu kendinize sorun ve vicdan muhasebesi yapın…
